M.Necati Çiftçi Art

M.Necati Çiftçi ArtM.Necati Çiftçi ArtM.Necati Çiftçi Art
Ana Sayfa
Hakkımda
Galeri
İletişim
Welcome
Contact

M.Necati Çiftçi Art

M.Necati Çiftçi ArtM.Necati Çiftçi ArtM.Necati Çiftçi Art
Ana Sayfa
Hakkımda
Galeri
İletişim
Welcome
Contact
Daha fazlası
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Galeri
  • İletişim
  • Welcome
  • Contact
  • Ana Sayfa
  • Hakkımda
  • Galeri
  • İletişim
  • Welcome
  • Contact

Hakkımda

 Merhaba;


​Ben Necati Çiftçi.  Yakın dostlarım bana hep Neco der. 1953 yılında Türkiye’de Karşıyaka’da  doğdum. Aslında benim için önemli olan deniz kenarı bir şehirde doğmuş  olmam.

​Sizlere iki deniz bir okyanus aşarak ulaşabiliyorum, ama bu mesafelerin önemi ortak lisan sanat ile ortadan kalkıyor.


Resimlerimde; anlaşılmaz, gizemli olmak gibi bir çabam  hiç olmadı. büyülü ve süslü kelimelerle anlatılan resimler de hiç  yapmadım. Hatta sonu ‘izm’ler ile biten akımlara da kapılmak istemedim.  Ben çizdim, ben boyadım; onlar isim verdi.


Bir sergi davetiyesinde bir eleştirmen yazı yazdı ve  ben tariflendim. Ekspresyonist, dışavurumcu. yani renkçi ve lekeci  tarzda duygularını dışa vurumcu.


​Tabloların duvara  asıldıktan sonra yaşamaya başladıklarına inanıyorum; onu sevenlerle  beraber yasamaya başlar, onlara yaşama sevinci verir. Bence en güzel  tablo her kenarından asılabilen tablodur. Ben;görenleri şaşırtsa da evde  bazen tabloları ters asarım. Hatta sabah kalktığınızda tablo size  değişik gelir şaşırırsanız o tablo yaşıyor demektir.


Yirmiye yakın sergi açtım, mansiyon ve ödül aldım ama  madalyaların hiç önemi yok. Önemli olan ruhlara madalya takmak olduğuna  inanıyorum…


​Sergilerde en zor  olanda izleyicilere resimleri anlatmak zorunda kalmamdır. Her birinde  gizlenmiş olan denizkızını bugüne kadar hiç anlatmadım.


Resimlerimde sadece Yağlı boya ve bununla birlikte  yağlı boya yas iken efekt olarak yağlı pasteli karton veya tuval bezi  üzerine kullanıyorum. Fırçalarımı sorarsanız aşırı büyükler; yani normal  yağlı boya fırçası gibi; isin en zor yani; 10 kadar büyük fırçayı  yaklaşık 2 saatte bir sıcak suda beyaz zeytinyağlı  sabun ile yıkamak.


Ovalama tekniği ile boyanın fazla yağı alınarak kat  kat çalışmak gerekiyor. Bütün bu tekniklerin yanında bir denizkızını  hayal edemezseniz hiçbir ise yaramıyor.


​Resim tutkum, beni hiç  bırakmadı, herkes ne kadar şanslısınız dedi, bir hobiniz var, ne güzel  vakit geçiriyorsunuz, ne güzel eğleniyorsunuz; halbuki resim tutkusu  ayakta bir pranga, ayakta olsa iyi; beyinde ve yürekte; pranga hep  sizinle beraber yaşıyor.


Diğer insanlar gibi sinemaya gitmek, saatlerce güneş  altında uzanmak veya boş gözlerle etrafa umursamadan bakmak şansım hiç  olmadı. Hep tutsak oldum. Hep rengi aradım, bir kadın vücudunda  radyusların sonsuzluğunu inceledim, bir çiçekte bir böcekte takılıp  kaldım. Hep hayran oldum, dalgalı bir denizde; sanki kırılan o dalga  bendim, hatta koyu maviliklere de kaybolan o umarsız balıkta bendim.  Acaba niye bazı şeyleri çok geç anladım, çok geç keşfettim. Tuval  başında hep anladım ki ben geç kalmamışım, kendimi yeni tarif  edebiliyordum. Her güzelliğin yanında o kadar aciz kaldım ki. Hele o  renkleri doğadan taklit ederken o kadar zavallı oldum, hele onu çizeyim  diye o kadar çok yoruldum….anladım ki; önceleri kabul etmediğim bazı  güçler doğada bana kendini gösteriyor. Bense bunları sadece taklit  etmeye çalışıyorum.


​Artık hiçbir şeye  bakmıyorum; sadece izliyorum, bazen bunun ölçüsünü de kaçırdığım oluyor.  O kadar izliyorum ki beklide karsı tarafa rahatsızlık veriyorum. Ben  bunları görebildiğim için çok şanslıyım. Birazda kağıda beze  dökebiliyorsam daha da şanslıyım. Onun için ben herkesten daha çok  yaşıyorum ama bu görüntü tüketimi çok yoruyor, yıpratıyor.  Çevremdekilerin gösterdikleri toleransları hızla tüketiyorum. Acaba ben  haksiz mıyım?


​Bir resme başlamadan  önce, resim dışında hiçbir şey düşünmek istemiyorum. En güzel şey resim  yapmak için atölyeye gitmek; bazen yolda koşturduğumda oluyor. Sanki  zihnimden bir şeyler uçup gidecek gibi. Resme başlayınca, hazırlık ve  boya tüpünün kokusu ne kadar büyük bir heyecan; renk birde gülümsüyorsa,  nefes bile almak zorlaşır; çoğu zaman oturduğunuz tabure ayağınızla  çekiştirmekten devrilir. Bu anda çevre biter; ne bir ses, ne bir nefes,  yasam durur. Artık beyin prangasını çözmüştür.


Bundan çok seneler önce, çok ünlü bir ressamın  atölyesine ziyarete gitmiştim. Kendisi bütün ısrarlara rağmen çalışma  yöntemi hakkında hiç bilgi vermedi, ama daha sonra samimi olduk, bir gün  ben yanında iken çalışmaya başladı. Yanında büyük bir kutu içinde ne  renk olduğu belli olmayan bükülmüş sıkılmış yüzlerce boya tüpleri vardı.  Hiç bakmadan elini boyaların bulunduğu karton kutuya daldırıyor, eline  aldığı tüpün rengine aldırmadan resim yapmaya devam ediyordu. Ben çok  şaşırdım; çünkü ben o zamanlar; değil bakmamak, tüplerin üzerindeki  yazıları bile tek tek okuyordum; benimle alay ediyor sandım ve canım çok  sıkıldi. Şimdi ise bende öyle çalışıyorum; artık renklerin matematik  şifre ile sürülmesi gerekmiyor, ne olduğu belli olmayan tüp öyle bir yer  buluyor ki, legoyu birleştirmiş çocuklar gibi seviniyorum.


​İkinci evrede bir  durgunluk ve telaş başlıyor, çevre sesleri kulağıma geliyor, Radyoda  çalıyormuş, sinirle radyo boyalı ellerle kapatılıyor ve radyonun o günkü  rengi değişiyor. Dua edin ki o sırada telefonla arayan siz olmayın. Beş  dakika ara keşke bir sigara içebilsem ikilemi. Sanki resim karsınızda  bir kırmızı şal; siz de bir boğasınız.


​Üçüncü evre başlıyor;  mutlaka galip çıkmalısınız; yoksa bütün malzeme hayallerle birlikte  atılacak. Sakin olmalıyım diyerek tekrar başlıyorsunuz; tam o arada bir  renk veya desen sizi kamçılıyor ve soluksuz hamleler yapıp resmin sonunu  görebiliyorsunuz; ama ulaşamıyorsunuz. Hep bu devinim böyle devam  ediyor. Bu arada yere düşen tüpler eziliyor, üzerinde farkında olmadan  gezinildiği için yerler boya içinde ama sanki bir tablo.

​Resim karsısına geçip bir daha bakmak çok güzel bir an keşke biri yanınızda durup onu elinizden kurtarabilse…


​Resim dostlarına güzel ve renkli günler dilerim. Hoşçakalın.​


 MN.Çiftçi 

Necati Çiftçi, yağlı boya tablo, deniz, ege, balık, büyük boy tablo, tuval, deniz kızı, dalga, mavi

Beni takip edin

Telif Hakkı © 2021 Necati Çiftçi Art - Tüm Hakları Saklıdır.

  • Welcome
  • About me
  • Gallery
  • Contact

GoDaddy Destekli

Bu web sitesinde çerez kullanılır.

Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.

Kabul Et